06 Mayıs 2020, Salı
saat: 04:57


geçen gün sinirlendim yine ve aslında konuşmam gerekenden çok konuştum. akşamına bunu fark ettim.

kitapta okudugunuz seyleri sadece kitapta yazdıgı icin uygulamaya calısırsanız bunda cok fazla başarılı olabileceğinizi düşünmüyorum. onları tartıp mantık süzgecinden geçirmek ve aslında "doğru" olduklarına inanmak gerekiyor yürekten. belki de din ile ilgili mesele de budur.

olay emirler değil yani. marcus un sevdigim en güzel yönü aslında kendine yazdığı şeyleri okuyoruz. bizlere öneriler değil, kendine yazmış hepsini, kendi okuması için. kendine hatırlatmış.

ancak öyle ki cogumuz aynı kusurları ya da serzenişleri kendimiz de yaşıyoruz. yapmamız gereken şey bunları kendimize hatırlatmak sadece.

bunun uzerinde dusunuyorum son zamanlarda. isteklerde bulunmuyorum. insan kendi iradesi dışında gelişecek şeylerle ilgili istekte bulunmamalı, onlara sevinip üzülmemeli de aslında. eger varsa o kontrol sevinebilir tabi ama genellikle digeri ile beraber geliyor.

tugce ile lafladık. tugce yaklasık 20 yıllık kafa yapımı bildigi için yeni geldigim noktayı anlattım. sevdi ve şaşırdı, beğendiğini de söyledi. ama dedim büyük ihtimalle şu oldugum asamaya gelmem eskiden seçtigim yollar sayesinde. o zaman onlar saçma gelse de ben uzun bir yoldan geliyorum. belki de çift dikiş, daha sağlam.

en güzel deyişlerden biri belki de, iyi insanın nasıl olacağını anlatma, o insan ol. insanlara bu şekilde öğret yolu.

istanbul
hosting