07 Eylül 2020, Pazartesi
saat: 17:25




Ahmaklık bazında yaşamların geçiş bileti sayılır olduğu yer ve zamana mıhlanmak. Geliş ayarsızlığına mahkumiyet ve kısıtlı maharet ile doğan mahlukattan biri olma talihsizliğinin bahtsızlığı çok acınası.
Ve acıma neticeye varan yol değilken dolap beygiri görevini de bayağı bulma sebebiyle nezaket koklatılmış adlandırmalar ile beygirden ala olduğuna kanma sefilliği. Ya da kanmayı seçme önce ve sonrasında benimseme hatta sonrasında budalaca ahmakça gururlanma iş sandığı göreviyle hey hat.
Zamana yediririz ruhumuza yediremediğimiz vaziyetleri ve vazifeleri. Utancın yanı başımızda ve baş edilir olmadığı hallerde kendimize susmayı yeğleriz çoğunlukla. Kendine susanlar kendini unutmayı kendine yüz çevirmeyi seçenlerdir biliriz de bilmezden geliri - çoğumuz ya da çok azımız-.
Sayısı az zannedenler baş budalalar. Hadi gelin her biriniz her birimiz sustuklarımızı dökelim dilsiz ve sessiz. Kaç tane kendinden vaz geçişin var mesela. Kaç yerde ihanet ettin kendine. Kaç defa un ufak yerlere serildi ruhunun kum misali cam kırıkları. Kendine sakladığın kırgınlıklarının kaçını lal sağır ömrünün yol kenarlarına bırakıverdin? Bana değil kendine bir söyleyiver.
Kötüyü şeytan diye tanımlar ve kendi kötülüklerini kendileri dışında birilerine yükleme ve böylece kirden kurtulma yolunu seçerler. İnsan şeytanın ta kendisi ve kötülük insanın kendi libası. İftirası riyası birbirlerine ezber ettirdikleri her yanı kan deryası buyrun burası insanın karın doyurduğu yalan yer sofrası.
Marifetten meziyetten payı zerreden öte olmayan insan niye geldi neden var ki evrende sorusu dolanıyor deli gibi odada. İbretlik hatalı yaratım mı yoksa ne yana baksam devir dönem demeden safi ziyan zarar üstünde yaşadığı yer yüzü ne ve tüm var olana ve bir de tabi kendinden olana. Öyle az ki iyi olan içlerinde zahmete değmezmiş diyor kalbim bunca rezil hallerini gördükçe.
Ne kendine var sevgisi ne de değer vermişliği kendi dışındaki bir şeye. Korku bile durdurmuyor içindeki kötüyü ve acıyı hüner saymış bir kısmı çaresiz kalmışlar belli. Masallarla bir birlerini uyutma ve masala ( yalana) kanma becerileri takdire şayan şimdi.
Çok mu zor sahi ölümlü haliyle bir başka ölümlüyü öldürmeden ezayı cefayı zulmü reva görmeden yaşamak. Ya kör kalmayı seçiyoruz ya da susmayı kendimize ve bütüne. Susarak görmeyerek üstünü örttüklerimiz yüzünden dünya bir mezbelelik.
Ruh yara aldıkça ölür. Tek evimiz dünyayı ölü ruhlar cehennemine cevirdik. Ve söyleyin asırlara biz hiç değişmedik yalanlarımıza sığınıp itinayla kanlı ruhlar yaratıyoruz her birimiz bahtiyarız.
Her birimizde olsa da kusur bizde değil bizden başka birinde teranesini bağıra böğüre tekrarlayıp kusursuz olmaklığımızla övünüyor şükür.
İnsan doğdum üzgünüm... Gövdesi göğe başı yere bakan bir salkım söğüt olmayı isterdim seçme hakkım olsaydı. Gizli kibir derseniz salkım söğüt asaleti ruhu insan eli ile kanatılmış insan olmaktan daha çok onurlandırırdı bozkırda bodur bir çalı dalı olmak anlayın beni.
Birbirimize ve değil mi ki kendimize kör sağırız dilsiz ve hissiziz…
ruhuma saplanan pençelerin sahibi insanlar ve belki sizde de vardır bu izler. Boş veriniz.






istanbul
hosting