05 Ekim 2020, Pazartesi
saat: 20:26


KARA YOSUN TOPLARKEN ÖĞRENDİM ADINI

Sabahın üçünde telefonun alarm sesiyle uyandım. Gene yanlış kurmuşum. Rakıyı fazla kaçırınca oluyor işte. Kalktık bir kere, kendime ve ev sahibine söve söve telefonun yanına kadar gittim. Koca odada bir tane priz var, o da kapının yanında. O salak priz yatağın baş ucunda olsaydı. Hiçbir şey yaşanmayacaktı belki. En azından hala bir işim olabilirdi.

Yatağa geri döndüğümde, uykum kaçmıştı artık. Uyuyamayacağımı bilerek denedim uyumayı. Sonuç, okkalı bir küfürle balkonda sigara içerken buldum kendimi. Sokak o kadar huzur dolu gözüktü ki, sokak lambalarının o sarı-turuncu arası aydınlığı, bir grup köpeğin mahallenin bıçkın delikanlıları gibi sokağın bir ucundan diğer ucuna hızlıca geçip gözden kaybolmaları, sonra yıldızlar sessizliğin içinde huzurun notaları gibi dizilmişlerdi. Uzun zaman sonra ilk defa yanan tütünün çıtırtısını duydum. Yüreğim her saniye kabarıyordu. Tarifsiz bir keyif hali sarmıştı tüm vücudumu. Gözlerimi kapadım. Artık bir sahil kasabasındaydım. Sahilde yüksekçe taşlara oturmuş, ayaklarımı suya sokuyor, sabahın ilk ışıklarıyla balığa açılan tekneleri izliyordum. Genzim deniz ve yosun kokusuyla dolup taşıyordu. Teknelerin motor sesleri gelmeyince kadar izledim. Güneşte artık kendini iyice belli etmeye başlamıştı. Düşün içinde gerçeği hissediyordum. Öyle ki karnım acıkmıştı, bu olmayan sahil kasabında her zaman ki çorbacıya doğru yol almıştım daracık sokakların arasında gezinerek, kapılardan sarkan begonyalara hayran olarak. Hatta güzel bir mercimek çorbasıyla karnımı doyurdum. Kasaya ödeme için geldiğimde “Üzeyir Abi ay sonunda hesaplaşırız.” dedim. O anda birden sabah işe gideceğim gerçeği ile yüzleşmiştim...

Devam edecek…


istanbul
hosting