08 Kasım 2020, Cumartesi
saat: 06:37


aslinda hic buraya evrilecek bir durumum yoktu. son birkac saatin getirdikleri ya da getirmedikleriyle uzun zaman sonra yine beraberiz sevgili defter.

en son ne zaman yazdigimi nispeten hatirliyorum ama arada sunlar oldu, boyle yaptik, oyle ettik diye uzun uzun anlatmayacagim. zaten yurumeye baslarsam sonra kesin kosarim, onu da hic canim cekmiyor. bu arada seni hatirlayip "aa dur lan yazayim mi" seviyesine gelmemi saglayan melis'e cok tesekkur ederim. her ne kadar onun haberi olmasa da. belki okur bir gun.

aradan gecen bu tatli surede boka battim, ciktim, tekrar battim, ciktim. en son baktim ki bu isin sonu yok, koyverdim. bazi konularda kendimce buyuk atilimlar yaptim ama donemsel olarak ise yaradi. belki de o kadar istememisimdir, o da ayri konu simdi.


aradaki boslukta masanin ustunde duran 46 dolar ile bakistik. gozlerimizle birbirimize ne anlattigimizi tabii ki aciklamayacagim ama duygusal bir an yasandigini soyleyebilirim.

bir suru cirkin sey oluyor, bazen -hatta belki bazenden fazlasidir- gideyim diyorum. kimse yokken disimdan da soyluyorum bunu gerci ama sonunda gidemeyecegimi bildigim icin donup kendime bos yapma lan don onune diyorum. sonra geciyormus gibi yapiyorum.

seyi dusundum bir yazi okuduktan sonra, sevilen insan olmak hakkinda. en cok aradiklarimiz en sevdiklerimiz midir? ya da birini az ariyorsak bu icten ice ona o kadar da deger vermedigimizi mi gosterir? en sevdiklerimiz aslinda hic arayamadiklarimiz da olabilir. ya da arayip da bulamadiklarimiz da olabilir. arayamama ve aramama iki farkli durum gerci, onlari ayni mi degerlendirmek gerekir yoksa ayri mi?

su an aklima pespese iki farkli an geldi, birinde bir kafedeyiz, evimden uzaktayim, karsimdaki kisinin gozunun ici parliyor, onumde sade kek var ve sicak cikolata iciliyor. mutlu hissediyorum o an. ikincisi de yaklasik bu saatlerde ama cok uzun zaman once yapilmis bir telefon konusmasi. karsimdaki ses bana kibarca sictin batirdin diyor, ben de ona beceriksizce bir seyler anlatmaya calisiyorum ama olmuyor. sonra da bir klasik olarak zamanla iyice siviyorum. unlu turk buyugu yalin'in ya da belki kenan dogulu'nun dedigi gibi: "oooooo keske oyunlar oynamasaydik".

bu kadar. tesekkur ederim.






istanbul
hosting