06 Aralık 2020, Pazar
saat: 19:37
Istisna kronometre peruk Dostlarım, ben profesyonel bir sporcuyum. Sizlere bu akşam bir yönüyle ilham verici bir hikaye anlatmak istiyorum. Son şampiyonada dördüncü olduktan sonra çok iyi hazırlandım. Türk Dil Kurumu’nun sponsorluğuyla İki ay boyunca Karadağ’da kamp yaptım. Bu sponsorluk sayesinde Dünyanın en şaşmaz ve isabetli kronometresini Singapur’dan getirttim. Öyle bir kronometreydi ki bu, insan dokunuşu olmadan hareketin başlangıcı ile bitişinde mikromilimetre saniye ölçüsünde kendisini ayarlayabiliyordu. Hatta Allahsız yapay zeka teknolojisi sayesinde performansı da yorumlayabiliyordu. Nijerya’lı bir yarışmacı yarışma dışı zamanlarda bir kronometre ile aşk ilişkisi yaşadığını söylemişti ama bu konular benim dikkatimi hep dağıtmıştır. Şimdi en iyi yaptığım şeye odaklanmalıyım. Tüm insanlık tarihi içerisinde en hızlı ve keskin “Sevil” diyen ben olmalıyım. “EN HIZLI SEVİL DEME YARIŞMASI DÜNYA ORGANİZASYONUNA HOŞGELDİNİZ.” Organizasyonun büyüklüğüne yaraşır bir şekilde hazırlanan Zorlu Büyük Salonun dev ekranında böyle yazıyordu. Büyük gecelerin altından kolayca kalkabildiği için Korhan Abay sunucu olarak seçilmişti. Bazı devlet başkanları ve seçkin konuklar ön sıralarda yerlerini almışlardı. Korhan Bey elindeki programa baktı: “Hanımlar-Beyler, bu anlamlı gecede bizlerle birlikte olduğunuz için ülkem ve Sevil Deme Federasyonum adına hepinize çok teşekkür ederiz. Hoşgeldiniz, şeref verdiniz. Öncelikle açılış konuşmasını yapmak üzere Türkiye Sevil Deme Federasyonu Başkanı Sayın Temcit Aypardon Beyi sahneye davet etmek istiyorum.” Temcit Bey daha önceki gecelerde okuduğu metni çok az değiştirerek adına yaraşır bir tutarlılık göstermişti. “Bugün daha önceki 47 yılda olduğu gibi bir büyük kahramanı onurlandırmak, onun yaptıklarını hatırlamak ve bu kahramanlığın önemini tekrar vurgulamak için bir aradayız. Tam 47 yıl önce bugün Ajan Sevil Pirohu Dünyamız yok olmak üzereyken geri sayımın son saniyesinde yetişip lazerli patlatma operatörüne “şimdi” diyemeseydi ne ortada yaşanacak bir Dünya kalacaktı ne de bizler olacaktık. Adını senden sonra milyonlarca kızımıza konulan adınla sonsuza kadar yaşatacağız büyük ajan! Şimdi sizleri ajan Sevil Pirohu adına bir dakikalık saygı duruşuna davet ediyorum.” Saygı duruşundaki sessizlik anında iyi ki lazerli patlatma operatörüne şimdi diyebilen bir ajanımız vardı diye düşündüm. Çünkü lazerli patlatma operatörleri kahramanlık gözetim ilkeleri ve belirlenmiş yasalarla moronlar arasından seçilmelidir; ki kahramanlar gerekeni yapabilsin. Saygı duruşundan sonra Korhan Abay etkinlik sırasını okudu. Yarışma öncesi yapılan birkaç protokol sonrasında yarış başladı. Ben geçen yarışmalarda hep ilk beş içerisinde yer aldığım için sonlara doğru yarışacaktım. Aslında hep dördüncü ve beşinci olmuştum diyeyim. Henüz madalyam yoktu ama kendime inanıyordum. Önceki yarışmalarda da başıma geldiği gibi 2 gün öncesinden yine bağırsaklarım bozulmuş, cırcır olmuştum. Antrenörüm yılların tecrübesi, Sevilleme konusunda bir duayen olan Peruk Osman’a yarışma öncesinde ilaç getirmesini söylemiştim neyse ki. Peruk Osman bu yarışmanın ilk şampiyonlarındandır, arka arkaya 3 yıl şampiyon olan tek sporcu olduğundan 17 yıl önce heykelini memleketi Cenevre’ye dikmişlerdi. Peruk lakabı ise tüm yarışmalara mor bir peruk ile çıkmasından ileri gelmektedir. Performans arttırıcı olduğunu iddia etse de, onun başarısını peruğa bağlamak Peruk Osman’a haksızlık yapmak demektir bana göre, zaman zaman ben de peruk taksam nasıl olur performansım diye düşünürüm ama taklitler aslını yaşatır. Benim de elbette ufak tefek takıntılarım var tabi; mesela ismi Sevil olan bir kızla yarışma öncesinde sevgili olmak gibi. Bugüne kadar dört Seville birlikte oldum. Onikinci kez yarışmaya katıldığım düşünülürse, bazı Sevillerin gerçekten sevgilim olduğunu düşünebilirsiniz ama bizimkisi bir iş hikayesidir. Benim en büyük aşkım Sevil demektir, nasıl ölmek istersin deseler son sözüm Sevil olurdu herhalde. Neyse lafı uzatmayayım. Yarışma olağan seyrinde giderken, hep olduğu gibi karnımın ağrımaya başlaması yarışma sıramın yaklaştığına işaretti. Antrenörlerin oturduğu arka banklara doğru yöneldim ve antrenörüm Peruk Osman’a uzaktan karnımı gösterdim. Peruk Osman sanki kendi ishalmiş gibi yüzünü buruşturdu, kafasını önüne eğdi ve iki elini başına götürdü. Antrenörüm ilacı unutmuştu. Aylarca hazırlan, insanlara sözler ver, onları ümitlendir; sonra kıçıkırık 500 mg’lık bir ilaç unutulsun ve sen podyumun ortasında sevil diye bağırırken bodoflama sıç. Böyle düşündükçe daha çok karnım ağrıyor, terlemelerim artıyordu. Podyumda tüm sporcular yer aldıktan sonra içeri tuvalete de gidilemiyordu. Tam o anda çaresizlikle etrafıma bakınırken, o yarışma için birlikte olduğum Sevil ile gözgöze geldim. Baş ve işaret parmağının arasında bir şey tutarken elini havaya kaldırmıştı ve bana gülümsüyordu. Reflordu bu, anlık tüm sıkıntılarımın çaresi ilaç! Şimdi o hapın bağırsaklarıma yollanması için bir çözüm gerekiyordu. Peruk Osman’a döndüm hemen, Sevil’in yanına gitmesini söyledim. Peruk Osman oralı olmadı, anlamamış gibi göründü. Kafasındaki perukla oynamaya başladı ve peruğu gözlerinin önüne indirdi. Beni baltalamaya, beni sıçırtmaya çalışıyordu bu adam . Son çare Sevil’e döndüm. Aramızda bir 15 metre vardı, beklenmedik bir çeviklikle podyuma doğru koşmaya başladı Sevil. Yanımda oturan Dünya Genel klasmanında birinci Perulu Adias’ın ismini haykırarak sahneye çıktı. Amacını anlamıştım, ona olan sevgisini sarılarak göstermeye çalışan bir hayranı gibi davranacak ve hapı bana ulaştıracaktı. Salondan yaka paça çıkarılmayı göze alarak ilacı bana ulaştırmıştı Sevil. Bu yaptığı az buz şey değildi, tıpkı 47 yıl önce Sevil Pirohu’nun yaptığı kahramanlık gibi bir şeydi bu, bir istisnaydı bu kız. Benim için zafer tamtamları çalmalıydı artık, bu hikayenin sonunu “ilham verici kategorili bir netfliks filmi” tadında bitirmeliydim. Altıncı oldum. Evet hap işe yaradı, evet elimden geleni de yaptım. Kendi seyircim önünde tüm gayretimle o podyumda yarıştım. Ama olmadı işte, daha öncekiler gibi. Demek ki dedim kendi kendime 10 üzerinden 7lik bir adamım ben. Ortalama değil, iyi hiç değil ortalama üzeri ve iyi altı. Belli belirsizlikler ülkesinin ortalama üstü bir vatandaşı. Buraya kadarmış dedim, bu kadar çalışma ve kahramanlığın üzerine bu film böyle bitiyorsa benden bu kadardı. Yarışma çıkışında Sevil karşıladı beni, gözlerimizle güldük birbirimize. Gayrettepe’de bir meyhaneye gidip Peruk Osman’a küfürler ettik. O gece Sevil mahkemede adını değiştirmeye, bense eski adı Sevil şimdiki adı Halide olan bu kadınla evlenmeye karar verdim. Not: Teklifimi kabul etti :) etyen. | ||
|