26 Ocak 2021, Salı
saat: 12:23





kac defa girip yazma girişiminde bulunduysam da olmadı, sildim hepsini.
sonra dedim, hayatıni nasıl yasamayı dustur edindiysen öylece yaz.
öylece yazmaya başladım.
seneler olmuş muhabbetine girmeyeceğim,
aslında o muhabbeti de yapmak istemiyor degilim.
suan yapmış oldum.
kenarda duran, kimsenin çözemeyeceği bir sirsin.

bu aksamki duygum getirdi seni aklıma. icimde tasan, basan bir seyler vardi.
aklıma danisanlarima söylediğim tavsiyelerden "yazmak, günlük tutmak" geldi.
akabinde de burası geldi.
açtım bilgisayarımı, direk başladım yazmaya.
cocuktum buraya geldigimde.
kucuktum.
ergenliğe yeni girme yaşları, o kadar kucuk.
simdi ise 31 yasindayim.
31 yas , waaovv...
futursuzca yazardım, sacmalardım.
ayni saçmalama hissi gelince geldim.
yazmak icin sayfayı açınca, ergen donemlerimde yazdigim gibi şikayetlerimi dizmek istedim hunharca.
neyi, nasıl yazmisim düşünmeden, takılmadan.

insan değişiyor,
ama özü hep ayni kalıyor.
ve en kriz, en sıkıntılı zamanlarında özüne sarılıyorsun.
benim ruhum hep cocuktu,
yasadiklarim ise yaşımdan büyük.
boyumdan büyük sorumluluklarım oldu hep.
hepsinin altından kalktım birer birer.
asla kaldıramam dediğim seyleri sirtlanmis buldum kendimi.
yardim istemedim, direnmedim.

"imkansız" kelimesinin insan icin kullanilmadigini,
imkansiziligin insan icin yaratilmadigini anladım.
yaşıyorsan, her şey icin imkanın oldugunu, mümkün oldugunu gordum.
imkansız diyorsan; ya gercekten istemiyorsundur,
ya da kendini susturmak icin bu inanca siginmissindir.

yasadigin her seye sarildiginda hayat insan icin kolaylaşıyor.
sadece bazen öyle bir basıyor ki,
en iyi an'indayken vuruyor düşürüyor seni.
bu aksam tam da benim icin öyle oldu sanırım.
bundan kurtulmak icin yazmalıyım dedim.

mesleğim gereği, hangi duygunun nereden geldigini cogu zaman analiz ederim, bulurum ve müdahale ederim.
bu aksam bulamadım.
belki dedim, eski günlerdeki gibi kurtulursun lim.

büyüyünce dünyadan sıkılmaya başlıyor insan.
büyüyünce farkindaliklar artıyor.
büyüyünce, hay aq bu ne lan! diyor insan.
isin kotu yani, büyümek denen eylemin bitmemesi.

gecmis yaşlarına baktiginda Ozlem duyarken buluyor kendini insan.
an'a döndüğünde de şimdiyi kacirmis olmanın pismanligini hissediyor,
sonra da gelecek hususunda aceleci davranmaya başlıyor.
o yüzden denmiş ya siirde;
dun dünde kaldı cancagizim,
bugun yeni seyler söylemek lazım.

söylenecek, yazilacak çok şey var
ama ben kısa keseyim.
suan sacmalamis ve yazmış olmanın hafifliği üstümde.
kimbilir, belki daha sık uğramaya başlarım.

Teşekkür Ederim..


istanbul
hosting