11 Şubat 2021, Perşembe
saat: 18:18
İş buldum. Hızlıca ilerliyor. Sanırım alındım. Bir iki hafta içinde başlarım. Çok da güzel iş, title’ım gitmeden önceki title’ıma göre yükseliyor, maaşım da öyle, Ama öyle üzgünüm ki... Sanki bu işe başlamam Türkiye’ye geri döndüğümüzü, burada yeniden hayat kurduğumuzu yüzüme vuruyor. Sanki bir daha gidemicez gibi bir korku sarıyor içimi. Dublin’e gittiğimiz ilk günlerdeki insta hikayelerimi açtım izledim. Gözyaşlarıma hakim olamıyorum. Ne kadar mutlu ve heyecanlıydık! Hani çok üzülüp, içten içten ağladığınızda gözyaşlarınız sımsıcak akar bilir misiniz? Sanki çok içerden geliyor da, sımsıcaklar gibi. Öyle ağlıyorum. Her şeyin hayırlısı falan demek bana öyle saçma geliyor ki... Dublin’de kalabilseydik ona da hayırlısı buymuş dicektik. Başımıza gelen her şey hayırlısı mı? Ne güzel kandırıyoruz kendimizi. Bence Dublin’de kalsak hayırlısıydı. Ailem beni hiç anlamıyor. Nasıl psikolojim bozuk, nasıl toparlanamıyorum görmüyorlar. Kalkmış bana iyi oldu döndüğünüz torun yapın şimdi bize diyorlar. Beni anlamıyor, iyileşmeme yardımcı olmaya çalışmıyor, kendi değerlerini beklentilerini dayatıyorlar. Bir süre görüşmesem iyi olacak. Kimseyi görmek istemiyorum. İşte daha toparlanamamışken işe başlamak üzereyim. Bir senedir çalışmıyor gibi bir şeyim. Yani o kadar eğlenceli bir iş yapıyordum ki Dublin’de, çalışmıyordum sayılır. Şimdi hiç dönmek istemediğim banka kaskatılığına nasıl dönücem? Asla adapte olamam! | ||
|