25 Nisan 2021, Cumartesi
saat: 07:53


ilk harf...gerisi...
üzüm dedin Alvin, gerisi gayya.
"hangisi gerçek?" diyor. geçelim efendim, geçelim bu bahsi.
bir insanın gülüşünü tek bir tanrı yaratabilmiş olamaz, olmamalı. bunu da geçelim, bu bahis de geçilmeli. suyu çıkmış bir üzümün sırtındaki yırtığı deşmektir bu.
ne güzel başlıyor cümleye; "de ki,"...
al bu içimdeki kütleyi, "koyabileceksen sen koy odada bir yere" diyor. "al bu hacmi sen sığdır" diyor.
de ki; ben üzümü gördüm, hani kızıl, hani kaos, hani ayna, hani topuğumla gövdem arasındaki onulmaz sarsıntı...
bak ben parmaklarımı geçmem bu bahiste. kör bir insanın dünyayı gören bir insandan daha çok görmesidir bu. bak ben parmaklarımdan geçmem, yeni doğan bir bebeğin dünyaya dokunmasıdır. bak bu parmaklar...bu gövde, bu, eksik bir harfin serzenişidir.
geldim, ellerim buz, gövdem akışkan, sesim cılız, ensem eprimiş...
ensem diyorum, parmaklar hani?
diyelim ki geçtik bütün bu bahisleri, diyelim kaçtık sarı sıcak bir yazdan, diyelim ki geçtik gövdeme açılan oyuktan. al bu hacmimi sığdır odaya sığdırabilirsen. diyorum ki; üzüm. diyorum ki; avcuma açtığım kesik, dilime tüneyen sesin...
bak burada, tam da bütün imla kurallarına uyan bir şiirin dizesi boy gösterir, çünkü budur sesini çığlığa dönüştüren akış. budur, sırtına yaslandığım dayanak...
kapa gözlerini, parmaklarını bastır göz kapaklarına. gördüğün ışık huzmesidir sesime yol veren. çünkü, "...ben biraz en üzgün baharatlara fena meyilli. mümkünse haşhaş..."
eksik kalacağız Alvin, eksik olacağız oğlum. sesimin şiveye dönüştüğü o sokakta, yutkunduğum o meydan, ardından ağladığım bilyeler, taptığım güneş, öptüğüm soluk...
bak bu bir iç çekiş, doğuma duyulan hüzün, doğudan uyanmış esriklik değil. bak bu ses, aslını arayan bir gölge gibi süzülecek meydanda.
kalktım, yol oldu dünya. İrili ufaklı bildiğim bütün ikilemeler, sesler, nefesler...
bak Alvin, bu işin şakası yok. dayanınca şakağına dünyanın soğuk ucu, parmaklarınla saymaya başla, ilk kez yürümeyi öğrenen bir çocuğun acemiliğiyle.
dur Alvin, izahı zor.büyüyünce yüzündeki oyuk, büyüyecek her tuşun ardındaki uçurum.
sus Alvin, geçilmesi namümkün. tütün, diyelim ki bir ot, diyelim ki aklını süzen fermantasyon.
geçiyoruz ya bu bahisten, geçelim.
"...dedim, kırk sesle yıkansam da geçmez kalbimden sesin..."
dedim, geçmedi enseme dokunan parmaklarının izi.beni tanıyacaksa bu dünya parmaklarının izleğini sürmeli.


istanbul
hosting