26 Nisan 2021, Pazar
![]() saat: 03:54
![]() 1,5 yılın özeti... bahçedeyim..ellerimle diktiğim fidanlarım ağaç olmuş çatılara yaslanıyor.. tam 58 tane.. geçen kış 2 tanesi kardan dolayı kırıldı.. onların dışında hepsini severek okşayarak büyüttüm.. onlarda karşılıksız bırakmadılar beni.. kocaman kocaman oldular.. evi bahçeyi sardılar.. soyutladılar beni dünyadan.. soyutladılar beni şu lanet istanbuldan.. ev-im-e bakıyorum.. son günüm... her taşında, her katında, her zerresinde ter damlam var.. na-tamam aldım 3 katlı ev yaptım.. şimdi herşeyiyle bırakıp gidiyorum.. oysa hayallerim vardı hem de ne çok hayal.. ve de ne kadar basit.. meyveler dallarında çiçeklenirken sevdiğim kadınla battaniyelere sarılıp yaşlanmaktı hayalim ama olmadı.. oğlum...canım..kanım...nefesim... yaşından kat be kat olgunum... ..... bir süre evsizim... milletin ağzında sakızım... evi..eşyaları..malı..mülkü... bırakıp gittiğime herkes kızgın... oysa... hiç bir önemi yok benim için... ama..anlatamıyorum... her zaman ki susan ben daha çok susuyorum.... annesinden çok benimle olan... ve de çok seven... oğlumla geçiyor vakitlerim.. tam 9 ay hiç bir iş yapmıyorum... online toplantılara girip benim gündemim yok diyip çıkıyorum... personelimin dertlerini çözüyorum sadece... sonra yeni bir eve... rahatlıyorum... ama 3 kattan bahçeden.. 4 duvarın arasına... zindanda gibiyim... site hayatını sevmiyorum... ve hatta çok net... insanları sevmiyorum... Alfa.. daha doğmadan annesinin karnındayken aldığım köpeğim.. ağlayarak yazlığa götürüyorum.. arkamdan mahzun bakıyor... ve küsüyor hayata 3 ay boyunca.. 1 yıldır gel-gitlerdeyim... İstanbul dışına... Alfaya... arada bir annemlere... oğlum gelecek.. eve... hala arkadaş kalabileceği hayalleri kuran ve binpişman olan eski karımın işlerini halletmeye.... çok nadir şirkete... sahte eğlencelere.. sonra kilo alıyorum... hiç olmadığım kadar şişko oluyorum.. 79u gösterince tartı silkeleniyorum.. evin dekorasyonuna yoğunlaşıyorum... her akşam koşuyorum... herkesten ama herkesten iyice kopuyorum... oğlum dışında... en sonunda kütüphanem yapılıyor... 55 koli kitabım yeniden eve taşınıyor.. ve bir süre özgürlük... kitaplarımın arasında geçiyor zamanım.. sonra.. acı gerçek... aslında sadece zaman geçirmeye zamanı öldürmeye çalıştığımı farkediyorum.. ne yapsam odaklanamıyorum.. ne yapsam mutlu olamıyorum.. ne yapsam yoğunlaşamıyorum.. zihnim dalgalı okyanus.... arada 2-3 kez suriye yapıyorum.. bu ay yeniden afrikaya.. togo'ya gidiyorum.. ve bingooo... en sonunda bende koronaya yakalanıyorum.. orada karantinaya alacaklar.. sahte belgelerle yalancı testlerle kaçıp geliyorum... eve.. evime!!! tat yok... koku yok... zaten 1,5 senedir yoktu... şimdi iyice yok :) neyse başka hiçbir acısını tecrübe etmeden kurtuluyorum.. ağzımda metal tadı hatırası.. ve..işte.. aslında yazmayı çok istesem de yazmaktan da sıkılıyorum... hayy sokimmmm ne zaman geçecek bu dalgalı aralık.. ne zaman mazi olacak bu sancılı süreç.. bu leveli atlamayı gerçekten çok istiyorum.. çok sıkıldım artık... gidip evleneyim ben bari... başka türlü olmayacak... :) :(:(:( | ||
|