14 Eylül 2021, Pazartesi
saat: 00:38


Şişedeki birayı bardağa değil hemen yanındaki kül tablasına döktüm.Bir anlık filan değil ama.Uzun uzadıya.. Tabağın içinde izmaritler yüzmeye başlayana kadar.
Sarhoş filan değildim.Kafamın içinde milyonlarca şey vardı.Dalgındım sadece.
Ama insan ne kadar dalgın olursa olsun bir kül tablasını yarısına kadar dolduracak transa erişirmi yahu ..
Biliyorum tam para kazanacağım sırada,tam herşeyin ucu görünmüşken,tam yüksek performans göstermem gerekirken,tam hayallerimle aramda çok az bir mesafe kalmışken gelen bu bıkkınlık dalgasının üstüne çıkmam gerekiyor ama açıkçası kendimden korkmaya başladım.
Bir çuval incir orada ve ben... İşte her neyse..

Aynı anda üç farklı (hatta beş) makinanın projesini çizip,malzeme siparişini verip, imalatını takip edip, ödeme dengesi ile boğuşup, montajı ile sevişip,sorunsuz çalışması için didinip,çakallara yem etmemek için canımı dişime takmam gerekirken ben ne yapıyorum?

Öncelik sıralamasının en diplerindeki tarak kürek seylerle uğraşıyorum.Bir kaç gönüllü tarafindan kurulan radyo tiyatrosunda Nasrettin hocayı seslendirmek, şampiyonada havuzdan çıkmak,kuru et yapmak,ve uzun uzun deliksiz uyumak.

Uyanınca da bilmem kaçıncı katayı doğru yapmak icin evin icinde dört dönmek..

Bu şeyin literatürde bir ismi ve bir tedavisi olmalı..

Benzer bir durumu Ömer abide görmüştüm.Lan demiştim adama bak.Para kazanması gerekirken ceviz ağaçlarının peşinden koşuyor gerizekalı.

Ama o 60 yaşındaydı.Ben henüz 51.Onun bıkkınlığı ve odaklanma sorunu kabul edilebilir bir seviyedeydi belki. Benimki değil.

Bırakırsam başaramamış olacağım..

Ama nasıl devam edeceğim işte onu bilmiyorum..

System restart..
İnitializing..
Opss..We have hardware problem..
Please try again..

istanbul
hosting