21 Ekim 2021, Perşembe
saat: 23:40


Bir an kendimi Necmi gibi sandım.
Benim için de buraya gelmek zor oldu.
Eee Ceylan. Sen Londradaydın.
Öyle, döndüm.
Bebek eşin?
Herkes iyi. Demek böyle toplandı dükkan ha…
Valla benim de çok acele oldu. Aslında tam karar vermedim. Bir taraftan böyle sizin gibi arkadaşları görmek iyi oluyor bir yandan, 60 yaşından sonra torbacı mı olayım diyorum?
Valla ben de senden emin olamıyorum yapabilir misin diye. Ama, müşterisi de hazır dükkan.
İşte arada açıyorum.
İyi düşün, tabii kriminal de bir hadise. Sonuçları da ağır olabilir.
Onu da biliyorum.
Yani burdan gelen gelire ihtiyacın var mı?
Yok ya ne geliri. Kendi içtiğini çıkarıyorsun.
Necmi hapisteki kardeşine para gönderiyordu, senin motivasyonun ne?
İşte ben de bilmiyorum. Dur şimdi ne veriyim sana?
Ne var?
Ne yapardı biliyor musun. “Mustafa gel buraya. Ya bende niye senin numaran yok. Mustafa Öndoğan derdim, Ya, ne Öndoğanı. Mustafa, kaç Mustafa var? Mustafasın işte.
Canım benim. Benim burda çerçevem de var.
Senin de mi var. Ne var içinde?
Maymun. Boğazından asılmış. Kolaj. Evdeki bir serinin parçası.
Ne kadar vereyim?
Ne var?
Tek bu var. Ama güzel, çok güzel yani.
Bakayım. Güzel…
Zaten bir tek bu kaldı elimde.
Başka yok mu?
İşte bugün alayım mı almayayım mı adamdan, onu düşünüyorum.
Sen de bugün büyük bir karar eşiğindesin Mustafa.
Öyle.
60lık alayım. Sana işin bazı taraflarını öğretmedi mi Necmi.
Hayır, çünkü gideceğini hiç düşünmüyordu. Bazen öyle rezil ederdi ki insanların içinde beni. Hep derdim. Töbeler olsun bir daha bu dükkana gelirsem diye. Ama o da bilirdi benim yutup geleceğimi. Üfleyenlerin sözüne güvenilmez. Neden, çünkü biz iki dünyalıyız.
Çerçeve de yapıcan mı?
Ya ben burayı böyle dükkan olarak, bir şey değiştirmeden tutmak istiyorum.
Çerçeveden anlar mısın?
Hiç yapmadım ama teknik lise mezunuyum ben.
Elin yatkın.
Öğrenirim.
Yaparsın valla.
Aslında ben istesem dünyayı bile yönetebilirim.
…Niye yönetmeyecekmişsin.
Yalnız üflemezsem.
Ben üflemezsem hiçbir şeyi yönetemem.
Sen barışıksın. Hamileliğinde bile püfür püfür içtin. Ben sevmiyorum. Bu ilişkideyken bir de torbacılık…
Sen yanlış mal içiyorsun bence.
Ne içiyim.
Daha hafif iç.
Ben ne içsem de olmuyor.
Bırakabilirsin.
Ama şimdi bol olunca belki de bol bol içerim.
Belki de çok az içiyorsun, o da öyle bir küskünlük yapar.
Babam da hiç sevmezdi.
Öldü mü?
Öldü.
Allah rahmet eylesin.
En çok onun için isterdim. Bıraktığımı görsün. Oğlum derdi, bu erenler içkisidir. Siz keyif yapmışsınız. Bir halka çizilir, ayda yılda bir bir tur döner, sonra sohbet edilirdi.
Evet gündelikleştirdik. Evliliklerimiz ve ebeveynliklerimiz gibi.
Sen nereliydin Ceylan.
Ankara.
Türkçen çok düzgün de.
Sağol.Necmiyle nasıl tanışmıştınız?
İşte, ben on yıl önce. On mu? Şimdiki araba 3 yıllık, öncekinin de 4 yılı var, en az 8 sene oldu tabii. Biri verdi adresini, bunun için işte. Geldim. Böyle baktı. Evet, sana nasıl yardımcı olabilirim dedi.
Benim isteyemeyeceğim anladı, kendi idare etti.
Benim de taksici olduğumu öğrenince. Zaten taksici tanıdığı çoktu. O geceleri müzik yaptığı zamanlardan tanıyor taksicileri.
İşte götürdüm getirdim.

Tabii ben Necmi gibi kesemem.
Kimse onun gibi kesemez.
Şu parçayı da al, şunu da, ama ben neye koyacağım bunu sana?
Buna koy. Ben getirdim.
Sürpriz yumurta. İyi.
İnşallah devam edersin ne diyim Mustafa, tart, biç karar ver.
Ben satmasam nerden bulacağız bunu? Ot gibi değil ki.
Sorma, perişanım ben aylardır. 80 liralık alayım ya da.
Ben de dedim bu kız neler yapıyor.
kız fenalardaydı. İyi ki aradın. Elimde olan, ufuktaki o güne yetmiyor. Böle böle her güne hiç kaldı, hiçi de ikiye bölmeye başladığımda telefonunla hayata bağlandım Mustafa.
Bir de kızı erkeği, hani onlarla da ilişki ihtimalleri var ya, o da beni cezbediyor, şimdi yalan söylemeyeyim.
Yani, ben hiçbir torbacımla öyle düşünmedim Mustafa, bir örnek olarak.
Sen ilah gibi oluyorsun, herkes sana geliyor.
Çiğlik geliyor zaten bana, ama o da cezbedici.
Hepimizin çiğ olmaya hakkı vardır Mustafa. Oldu, araşırız.
Hoşçakal.




istanbul
hosting