06 Aralık 2021, Pazar
saat: 07:02
bazen, yazmazsam uyuyamıyorum. komik değil mi, sanki çocukluğa dönüş. bugün uyuyamama sebebim, yaklaşan aile ziyaretinde beni bekleyen tırt konulardan biri ile ilgili bir ipucu almam. ne komik değil mi, orada yokum bile, ama olaylar gelişmeyi sürdürüyor. ben o olaylar sürmesin diye yokum zaten, işin ironisi orada. yani bir şey olacaksa oluyor mutlaka, by olan şeyler de genelde tırt şeyler. halledilmeyecek bir konu olduğundan değil uykumun kaçması, bende yine bir aydınlanma oldu çünkü. pek çok konuda bu böyle, iletişim, kimle kurduğundan bağımsız olarak bir içsel beklenti oluşturuyor. Yani kimle, ne konuşursan konuş, o konuda iletişirken daha, henüz üzerinde bile düşünmeden, daha o anda, aslında o konuda kendi beklentilerin güncelleniveriyor. onu fark ettim işte. beni bekleyen konu, kolaylıkla geçiştireceğim, gülüşmelerle sonlandıracağım bir konu, biliyorum, fakat bu konu konuşuldukça, benim hayatımın dışında tutmayı istediğim, dengemi bozacağını düşündüğüm bu konuda benim düşüncelerimi, kendimden beklentilerim de güncelleniyor. o konu, asla bıraktığım gibi kalmıyor. bu yüzden sanıyorum, fikir alışverişlerinden rahatsız oluyorum artık. söz gelimi, kahve molalarında karşılaşıp lafladığım arkadaşımla sosyal hayat üzerine konuştukça, benim sosyal hayat algım değişiyor, sosyal hayatıma yönelik kendi yeni beklentilerim oluşuveriyor. üstelik bu durum, ben karşımdaki kişiye tamamen kendi argümanlarımı kabul ettirsem de oluyor. belki de benim, iletişim azaltma isteğim bundan rahatsız olmamdan kaynaklanıyor. şimdi, uçak biletimi aldım ya, yarım bavul dolusu da hediye aldım, yeni kedi edinen arkadaşıma kedi tüneli aldım mesela, ne bileyim yine doldurdum alakasız alakasız insanlara ufak tefek bir hediye.çok seviyorum ben hediye vermeyi. sonra, bak mesela, kaç yıl öncesinin konuşması geldi aklıma, almayı tasarladığım bir düğün hediyesi ile ilgili eleştirilmiştim, "kim sana böyle bir hediye alıyor ki" diye haklı bir soru ile, pleaser olmama bağlanmıştı olay. işte, böyle kırılgan bir ruh hali. sonradan çözümlediğim ve kafamda noktaladığım bu konuşma bile, iki gün önceki hediyeler aldığı için mutlu olan halimi değiştirdi. ben hediyeler aldığım için, her zamanki gibi mutluydum halbuki. insanların, düşüncelerinin, ya da haklılıklarının hatta niyetlerinin, barışımı bozması hiç hoşuma gitmiyor. ama doğru, birisi incelikle düşünüp de bana bir hediye almayalı, bayağı bayağı yıllar oldu hani. bir de işte, bu ufacık düşünceler, alışkanlık olmuş artık, çok daha derin yerlere gidiyor, peşimi bırakmıyor. neyse, burada durduruyorum. zaten, çok yakında, karanfilde aylak aylak gezicem, dosta gidicem. (aramızda kalsın, cidden bak, stratejimi de yaptım, kendime çeşitli romanlar alıp, yıllar sonra yine kitap okumaya döneceğim. ellerimi değerli gibi birbirine oğuşturuğ sinsi sinsi gülümsesem de, aslında keyiften bak. kötü bir niyetim yok.) | ||
|