19 Aralık 2021, Cumartesi
saat: 06:19


Çok taşınan insanlar bilir - taşınmayı bıraktıkları vakit seneler "yek" hale gelir. Senelerin arasında bir bölme yoktur, birleşiktir. Belçika'dan döndüğümden bu yana yıllar yek. Bu durumu çok yeni fark ettim. Arada çok fazla iş değiştirdim, ev değiştirdim, evlendim! Ama yine de seneler blok halinde, yek... Doğru kelime mi yek? Bana kalsa on yılda hiç olgunlaşmadım. Ama geriye dönüp bakınca, bu 10 yıllık süreçte çok ciddi travmalarım olmuş. İnsan demek ki 20'li yaşlarında da hayatına etki edecek travmalar yaşayabiliyormuş. Çocukluk travmaları ile sınırlı değilmiş olay. Öyle olsa dört dörtlük bir insan olurdum zira çocukluğum dört dörtlüktü.

Hep sürekli taşınmanın beni çok da etkilemediğini söylemişimdir. Bu doğru değilmiş. Ben eşikte durmayı adet edinmişim. İçeri girmemek... Her yerde her an kapıdan çıkacakmışçasına eşikte durdum. En ufak bir zorlukta kaçmaya yer aradım. Ne yapayım, ben de bunu öğrenmişim. Eşikte durmadığım hiçbir yer olmadı. Her zaman her şey vazgeçilebilir olsun istedim.

Travmalara gelince sırası ile:

1- Il nous faut regarder (açıkça yazamıyorum)

2- K. bürosu büyüdükten sonra aramıza katılan insanların kalleşlikleri, karaktersizlikleri, menfaatçilikleri (Genel olarak iğrenç olmayan insanların da menfaatçilikleri beni derinden etkiledi. Çünkü büyürken bana bunlar öğretilmedi. Hatta ben hep insanların menfaatle yaklaştığı paşa kızıydım. Ne zamanki farklı bir dünyaya kendi sıfatımla atıldım - ŞOK OLDUM. Çok şaşırdım. Fanus kırıldı.)

3- Sürekli entrikalarla saf dışı bırakıldığım yeni ofisim. Burada tanıştığım çok daha ayrıcalıklı insanlar. Babaları para basan insanlar. İnanamadım, benim babamın görevi sebebiyle elde ettiğim tüm ayrıcalıkları (yurt dışı görevi vs.) paraları ile elde etmişlerdi. Outcome aynıydı - hatta onlardan daha üstün olduğum çok fazla artım vardı. Bir kısmı zaten sonradan görme olduğu için bir-sıfır önde başlıyordum ama bir kısmı gerçekten pamukların içine doğmuşlardı. Sınıfımı anladığım vakit gerçekten çok şaşırdım.

İşte bunlar defining highlightler olmuşlar... Bir de yaşla hayattan beklentilerin farklılaşıyor. İnsan normal şartlarda ailesi tarafından sağlanan şeyleri kendi çabası ile elde etmeye başladığı vakit çok değişiyor. Daha kötücül, fesat, karanlık oluyor.

Hayatımın ana gündemi olan item 3'e gelince... Sabahattin Ali'nin söylediği gibi: "himayesine sığındığım vekalet bana üvey evlat muamelesi yapıyor." Bu durum biraz da benim ergenlik dönemime benziyor. Sonunda önümde kendiliğinden fırsatlar açıldı... Şu an, tıpkı o dönemki gibi bitmek bilmeyen bir sınama ile karşı karşıyayım. Sabrım sınanmakta ve hiç bitmiyor. Bilerek yapılıyor (ikrar edildiği için yoksa niyet okumuyorum). Bir darbe daha, bir tane daha, sonra bir tane daha. Daha ne kadar düşebilirsin ki?

Düşebilirsin. Muhtemelen biraz daha düşeceksin. Ama düşmeye destined bir insan değilsin.

İnancımı yeniden kazandım. Determinist mi? Olsun. İnanmayınca olmuyor. Kaç sene önce öyle şeyler yazmışım ki şok oldum. Hepsi gerçekleşmiş. Hem de verdiğim zamanlamada gerçekleşmiş.

BELANIZI SİKERİM SİZİN TEŞEKKÜRLER.

istanbul
hosting