06 Mart 2022, Pazar
saat: 13:31
O günden beri durmadım.Ne zihnimin ne de vücudumun durmasına müsade etmedim.İdmanlıydım sonuçta.2005 yılından beri akıl sağlığımı korumak için, canımı ne yakacaksa onu düşünmemek için kendi içimde bir triathlon yaratıp tek yarışmacısı oldum. Bazende işte boş bulunup azıcık kafa dinleyeyim diyorsun ve dün gece gibi bir gece geliyor başına.İki şey oldu dün gece.Birincisi babam ile anılarım temalı salya sümük fırtınası ve diğeri de bir instagram postunda okuduğum "ne istiyorum" sorusunun cevabı. En zor sorudur diyordu post.Ve evet şahsen ben cevabı bulamadım.Ev istiyorum araba istiyorum çok para istiyorum lüx istiyorum 24 saat sevişmek istiyorum her gün içmek istiyorum filan değil. Ruhunu karşına alıp soruyorsun."Ne istiyorsun koçum sen?" Cevap yok.O da bilmiyor.Hissediyor ama tanımlıyamıyor.Bir ipucu gelse diyecek ki bu mu lan acaba?Ama tık yok . Şimdilik bulamadım diye vazgeçecek halim yok tabi.. Kuşlardan artakalan yemleri boca etmistim.Uzun saksılarım vardı birkaç tane. İçindeki toprak milyon kere birşeyler yetiştirmekten zayiflamış hatta kum kıvamına gelmeye başlamıştı.Kuşların gübreleri ile karışık o yem artıkları minik bir mucize gerçekleştirdi.Şimdi 6 saksılık bir ormanım var Tüm evin içi mis gibi toprak kokuyor. Ama ben ne istediğimi hala bilmiyorum.. Gerçi manyağın biri "Alayınızın amına koyam"diyerek bir nükleer füzeyi herhangi bir yere gönderecek ve bizlerin ne istediğinin hic bir önemi kalmayacak ve tek isteğimiz hayatta kalmak olacak ama.. Bir an bu soru ve şimdilik belirsiz cevabı çok lüx geldi dimi.. Az insan içine karışayım dolaşayım biraz diye uyandığım pazar sabahını daha saat 11 olmadan bezginlik bıkkınlık melankoli ve sirke katılmış gazozdan hallice ev yapımı olduğu iddia edilen şarapla geçiriyorum şimdi. Boş boş oturup karşındaki kütüphaneyi seyretmek ne büyük nimetmiş onu fark ettim.. Tadını çıkarayım bari.. | ||
|