18 Mayıs 2022, Salı
saat: 06:29


Stop.

Ben kendimi, çocukluğumdan beri bir savaşçı olarak yetiştirdim. Savascilik dediğim öyle ahım şahım, ovunulur bişey değil bence onu soyliyeyim. Hatta yer yer kıro bile bulduğum bir kıyafet.
Fakat bu böyle. Okumak kendini büyütmek bir bakıma. Çok şey okudum. Ama en çok savaşçıları okudum. Ataturkunden Sun Tzusuna, adı bilinmeyen çeşitli ülkelerden çeşitli askerler, ajanlar, liderler, kadın savaşçılar...
Her zaman en çok ilgimi çeken filmler Survivor temalı olanlar oldu, sürekli bir doğaya karşı kazanma, Tirana karşı kazanma, kötülere karşı kazanma, her türlü irili ufaklı stratejiler... Ordu manevralarından ticari savaşlara kadar, incelediğim, erittigim dokümanın haddi hesabı yok. Hukugu, siyaseti, sporu, psikolojiyi, sosyolojiyi, felsefeyi bile hep bir savaş cercevesinden okudum.

Stop.

Yüzlerce savaşa atıldım. Çocukken oyunlar içindeki ufak tefek savaşlarda bile, benim bütün edinimim, çevreyi kazanmak için tasarlamakti. Çevreyi, psikolojileri, başka çocukları, hatta büyükleri falan da. Özellikle, elverişsiz şartlarda , yenik başlamışken kazanmak üzerine yuzlerce deneme yaptım. Muhtemelen bunlari zaten herkes bir şekilde yapıyor.

Stop

Sürekli yer değiştirdim, çocukluğumdan itibaren bir kaç yıl ara ile sürekli çevremi yenileyip durdum, her seferinde sıfırdan başladım. Biraz aklım erdiğinde bir de baktım, yeni başladığım her çevreyi bile savaş simulasyonlarina cevirmisim. Ergenliğin başında, aptal saptal iktidar savaşları verdim durdum.

Stop

Ergenlik savaşları bitince, kafamda bu savaş sacmaliklarindan arda kalan kısımda kendimce bir etik geliştirdim. Etik dediğim bir kurallar yiginiydi. Arkadaş çevremi hedef aldım. Ilişkilerim dengeye girene kadar pek coklarininda kaybettim. Boş bir zamandi, pek bir faydası olmadı.

Stop

Ailemden sonra arkadaşlarımla da uğraşmayı kestim. Artık hedefim hocalarimdi. En egoistinden en sinsisine, en doğru düzgünunden en politigine, hatta kurumsalina, hepsiyle didistim. Yekünde, bu noktaya kadarki tecrübeler, savaşın da akıllıca yapılması gerektiğini öğretti. Etik anlayışından çıkmak da yenilgiydi, kendimi kaybetmek de. Kendimi kaybetmeden, etigimden hiç çıkmadan savaştım ve hepsini de kazandım.

Stop

Kız arkadaslarima yenilip durdum. Savaşmak istemiyorsan yenilirsin. Yenildim. Fakat yenilgileri, stratejik olarak kaybedilen fakat aslında savaşına hizmet eden muharebelere çevirmeyi öğrendim.

Stop

Hazırdım. Hedef büyüttüm. Çok daha büyük savaşlara giriştim. Öğrendiklerimi uyguladım. Ortamı düzenledim, gereğince politika yaptım, insanlarla alışveriş yaptım. Büyük yıprandım. Ama büyük kazandım.

Stop

Bitti. Savaştım. Kazandım. Sakat kaldım, ama hayatta da kaldım. Cepheden çıktım.

Stop

Benden bu kadar noktasına geldim. Çünkü, savaşlarımda en çok kullandığım şey hayal etmekti. Çocukluğu saymıyorum bile, ama sonrasında kimle ne savaşa girdiysem, beni ben olarak tutan bir hayal vardı, tutundugum. Her sonraki savaşta, o hayali daha da geliştirdim, büyüttüm. Bu büyüme sonucunda her seferinde daha büyük savaslara girmem gerekti, ve her daha büyük savaştan, hayalime tutunarak çıktım.
En son, artık, gözleri görmez hale gelmiş, zifiri karanlık bir tünelin ucundaki ışığa bakıp hayalime doğru sürüne sürüne çıktım.

Stop

Şimdi ben daha mı gucsuzum? Hayır. Daha mi donanimsizim? Hayır. Aslında, her seyimle çok büyük savaşlara hazırım.

Stop

Fakat ben durdum. Artık bir savaş vermek istemiyor bünyem. Egoist insanla nasıl mücadele edilir, egoist insan nasıl kendi safına katılır, nasıl kullanılır çok iyi biliyorum hayatın gerçeği. Ama egoist insanla mücadele etmek istemiyorum.

"Ben o egoist insanları cebimden çıkarırım." Böyle bir laf duyduğumda, bilirim, altı yüzde doksan boştur, sovdur o. Işte, kendi ağzından çıkan lafların altının boş olmaması için de çok uğraştım. Ben zor bir adamım, kolay ikna olmam. Artık biliyorum ki "ben bu adamı cebimden çıkarırım" diyorsam yapabilirim. Bu eminlik, şu anda gösterdiğim ataletin nasıl bir isteksizlik ten kaynaklandığına daha da emin olmami sağlıyor.

Stop

Yeni çevre nasıl kurulur çok iyi biliyorum. Kendini besleyecek bir çevreyi sıfırdan kurmak artık uzmanligim. Ama sevmediğim, hoslanmadigim bu insanlarla bir iletisimim olmasını istemiyorum.kendi halinde herkes gibi insanlar, herkes kadar kötü ya da herkes kadar iyiler. Ama ben bu insanlardan beslenmek istemiyorum.

Stop

Sosyalin yanısıra, duygusal, cinsel, dürtüsel beslenmenin nasıl sağlayacağımi da çok iyi biliyorum elbette. Fakat aynı konu, aynı bakış. Istemiyorum.

Stop.

Hatta ve hatta, hangi parfümü sevdiğimi, nasıl giyinmek istediğimi, nasıl bir ev düzenlemek istedigimi de biliyorum. Ve yine aynı sebep, kıyafet giymek istemiyorum ben, sorun sevdiğim kıyafet bulamamak değil. Yeni bir koku istemiyorum, kokuları tanımıyor değilim.

Stop.

Çünkü ben hayal kurdum, ve hayalime ulaştım.

Stop

Artık savaşmak istemiyorum, çünkü yeni bir hayal kurmak istemiyorum.

Stop.

Artık hayal kurmak istemiyorum, çünkü yeni bir savaşa girmek istemiyorum.

Stop

Çok okudum bu tatsız halimi çözmek için. Klasik depresyondan, travmaya bağlı bozukluklara, posterior sendromuna... Hepsinde kendimden bir şey buldum. Fakat hepsi yanlış.
Ben hayalsizlik/savassizlik çemberinin içinde kaldım, başka bir şey değil.

Stop


Çünkü ben, savaşın sadece kendini korumak için bir araç olmasını istiyorum (etik anlayışım, meşru mudafa vs). Ben hayal kurmanın sonunun gelmesi gerektiğine inanıyorum. Bir yerde o kurduğumuz hayallerin tadını çıkaracağımız bir evre olmalı.
Ben savaşmanın hayatın ta kendisi olmasını istemiyorum. Ben sürekli genişleyen bir hayal de istemiyorum.

Stop.

Şu hayatın en başından beri normal ve sıradan bir insanın hayatını sürdürebilmek için bir savaş vermemiz gerekmesinin mantığını anlamaya çalışıyorum.
Biz, neden basitçe doğup, buyuyup, olemiyoruz.
Neden sürekli savaşmak zorundayız?

Bize verilmiş olan bir hayat var, onu sürdürmek için niçin para kazanmamız gerekiyor, niçin kendimizi korumak için binlerce yol bulmamız gerekiyor?

Yirmibirinci yüzyılda, vahşi doğadan bile bir tehdit almazken, neden bu nükleer silahlanma?

Stop.

Ikilemdeyim.
Ya yine bir hayal kurup, sonra ona ulaşmak için savasmam gerekecek, ya da bütün kurduğum hayalleri falan çöpe atıp cidden çok radikal bir dönüşüm yapmam gerekecek.


Stop.

Karar vermek bile istemiyorum.

Stop.

istanbul
hosting