23 Mayıs 2022, Pazartesi
saat: 14:48


On yıllık bir döngünün ilk adımına düşmüş buldum kendimi, yine aynı kapıların önünde aynı kanlı mücadelede. Tuhaf fırtınalara savruldum. Ama güzeldi. Hiç böylesini yaşadığımı hatırlamıyorum. Zorlandım biraz. Ancak bu kez, zihnimden artık akacak delik bulamayan her şeyi ruhumdan öteye bıraktım, yeterdi üstüme döküldüğü. "eeah, ulan ne olacaksa olsun" diyerek açtım kapıyı. Önüme serilen görüntünün berraklığının yüreciğimde yarattığı duyguyu tarif edebilmemin imkanı yok sanki. Yaştan mı yaşadıklarımdan mı bilmiyorum, zerre rahatsız etmiyor ağırlığı. Yoksa kendimi süzülmeye mi bıraktım bu gözüme ışıldayan tatlı yanılsamalarda, onu da tam kestiremiyorum. Öyle çok konuştum ki gölgemle şu geçtiğimiz haftalarda, sesler öyle yükseldi ki. Gürültüye dayanamayınca uzaklaşmaya koştum. Konuştum. Kanım kuruyana dek ağladım. Konuştum. Yerlerde yırtılırcasına güldüm. Konuştum. Konuşmayı ne çok özlemişim. Hele ağlamayı. Dışarı ne çok susmuşum. Bir sessizliğin kovuğunda susmak hep en iyi yaptığım şeydi. Neden susmuşum ki? Herkese sesim rahatça ve bunca yükselebilirken kendisine hiç susacak biri olmamalıyım oysa. Zaten artık susmuyorum sanki. Susmuyor. Yani artık susamıyorum gibi. İnsan kendisine hiç susar mı. Susamışım. Gelişine savuruyorum gölgemden her şeyi. Her şeyi, herkesi anlamak, anlayabildiğim her şeyi taşımak, dinlemek, hissetmek, hissetmek ve hissetmek hep.
Ruhum "yeter" dedi.
Yeter ulan yeter hakikaten.
Yürü şimdi.


istanbul
hosting