25 Mayıs 2022, Salı
saat: 04:48


Ben çok unutkanim.
Işte, geri dönmenin en güzel tarafı, yarattığı terapi etkisi. Sosyalleşmek bana iyi geliyor.
Alelacele görüşüyorum insanlarla, ne konuştuğumuzun çok önemi yok, ama konuşmak ve dinlemek baslibasina bir terapi.
Iki uc Günlük zaman diliminde, yüzlerce şey hatırlıyorum. Insan galiba, unuttukca anılarını, hayatı ağırlaşıyor. Oturup, anamın babamın anlattığı çocukluk hikayelerimden, arkadaşlarımın anlattığı gelecek kaygılarına kadar türlü çeşitli hikayeyi dinledikçe hafifliyorum.
Ama şaşırıyorum da nasıl unutmuşum yüzlerce şeyi.
Örneğin, çok küçükken, beni götürdükleri bir pazar yerinde kaybolduğumu, ben kaybolunca gidip adımı anons ettirdiklerini, anonsun ezan ile çakıştığını, ve benim de "Allah beni çağırıyor" diye düşünüp korkup agladimi anlattılar. Hiç hatirlamamam doğal tabii, fakat böyle bir şeyi duymak, bunu anlatan insanların o anki yüz ifadeleri, konuya engage oluşları falan olsa gerek rehabilitasyon etkisini yaratan. Ya da bundan bağımsız, bir arkadaşımın "ben bu ülkede ölmek istemiyorum" diyisi, "burası Suriye gibi olduğunda ailemi koruyabilmek ya da yurtdışına kacabilmek için yasamam gerekecek şeyleri oğluma yaşatmak istemiyorum" diyisi, bunları söylerken uyanan benzer kaygılar, bana düpedüz kendimi hatırlatıyor.
Ben hep unutmaya çalışıyorum ama, geçmişim, bir hayatım olduğunu bana hatırlatan her bir detay, beni yaşama geri döndürüyor.
Bu, biraz üzerinde düşünmem gereken bir konu.
Hayal kurmak belki, sadece tasarlamak değil, hatırlamak aynı zamanda. Ve ben , beni üzen şeyleri, ve yanında geride kalmış detayları unuta unuta, hayal kurmaz oldum, varolan hayallerimden koptum, yasantimi kaybettim.
Belki de denklem bu kadar basit.
Çünkü, hayatımla ilgili binlerce detayi hatirlarken, olmak istediğim/olduğum kişiye daha yakın hissettim doğrusu. Yavaş yavaş yakinlastigim kotuculluk ile aramdaki mesafe açıldı bir anda.
Benim hayatımı sevmem için, hayatımın içinde olmam lazım. Işte bu seferilik, beni hayatımın dışında bıraktı belki de. Ve kendimde gözlemlediğim eğilimler ve bu egilimlerden kaynaklı problemler, belki de hayatımın dışında kalmaktan. Ben arkadaş edinemeyen biri değilim, edinmemeyi tercih ettiğimi düşünüp, tercihlerinin arkasına sığınıyorum. Fakat, belki de, asıl sorun şu ki, benim insanları sevebilmek için hayatımın içinde olmam gerekiyor. Bense, hayatımın dışındayım.
Çünkü endişelerim kayboldu. Beni harekete geçiren o endişelerin hiç biri kalmadı. Uzağında olduğum ve koptugum insanlar için endişelenmeyin gibi, endişelerini de paylaşmaz oldum. Güzel anilarimi, artık ulaşılamaz bir yerde oldukları için, ya da kimisi canımı yaktığı için bir odaya kaldırdım. Hayatsiz bir canlı oldum.
Insanların dertlerini duymuyor olmayı, sırtımdan kalkmış bir yük olarak nitelendirdim, fakat duyarlılığımı yitirdim böylece belki.
Böyle böyle hayallerime daha çok enerjim kalır sanıyordum, haklıydım da fakat bu sefer bir hayalim kalmadı.
Biliyorum, bu ufak stimulasyonlarin etkisi de çabuk geçecek. O yüzden , hala etkinler iken, bir önlem alsam iyi olacak. Çünkü aksi halde bu gereksinim de yok olacak.
Ve ben o sevmediğim kişi olarak kalacağım.

istanbul
hosting