19 Haziran 2022, Cumartesi
saat: 03:15
Bunları sıralı yazmam lazım çünkü kesin unuturum. Unutulur gibi de değil gerçi ama bir arada görmek istiyorum. Yani, şu hayatin başıma terslik ileri atma temposu hiç tükenmedi, azalmadi bile. Güzel bir hafta içi tatili günü, keyfim yerinde, kimseye zararım yok güzel bir yemek yapayım dedim. Onu hazirlarken -kucuk bir bıçak kullanıyor olmama ragmen_ nasıl olduysa bir anda avucicime girdi bıçağın sivri ucu. Küçük ya, ufacık bir yara. Fakat nasıl kanıyor ve nasıl açıyor. Hiç de ilk yardım malzemem yok, yapıştım mendile hemen, kanamayı durdurdum. Ama bir baktım, parmak çok ağrıyor. D don't m ben bunu bir götüreyim. Doktor baktı, bişey yok galiba dedi. Sonra şikayetimi ve olay akışını detaylıca anlattım, ve hop, ameliyat masasındayim. Bastılar yaranın içine anesteziyi, ve o nasıl bir acı. Tendonlari kontrol etmişler. Galiba biraz da zedelenmiş fakat iltihap olmazsa sıkıntı olmayacak. Yine de alciladilar elimi. Ağrıyor da. Ertesi gün ise, işim gereği iki elim de bana lazım, çok kritik ölçümüm var. Neyse, o halimle bir şekilde hallettim. Bugün kontrole gittim. Bir hafta daha gozlemleyecegiz. Deli gibi korkuyor doktor enfeksiyondan. Enfekte olursa yapacakları işlemi yazmqmayi tercih ediyorum. Yani sırf keyifli bir yemek yapayım derken bir anda ameliyatlı oldum, daha beter de olabilir. Ama mental olarak güçlüyüm ya, hava da güzel, yarın da antibiyotiğe başlayacağım. Zaten disardayim, E ben içeyim dedim. Aldım birami şarabını nehir kenarına gittim. Basamak şeklinde nehire sıfır bir yer var, yerleştim. Yeni alınmış ve bir şey olsa evlat acısı gibi dokunacak telefonum ve kablosuz kulaklıkların kullanarak müzik dinliyorum.neseliyim. akşama doğru, bir ara, telefon elimde ve ben üçüncü basamakta otururken, "bu kulaklık kayıyor mu ya" dedim. Kayiyormus. Ben kaydığını anlayıp müdahale edene kadar kayıp gitti, zira tek elim sakat oburunde de telefonum var. Kayıp gitti ve pat diye sekti. Dur dedim. Bir daha sekti. Gitme dedim. Bir daha sekti. Ya dedim, cup dedi. Ben arkasından bakarken çaresizce hiç bir şey yapamadan, nehre daldı ve gitti. Yine bozmadım, tekini kaybedince orjinal fiyatın yarısına sipariş edebiliyormussun. Onu aradım buldum. Organize ettim. Yine keyfimi bozmadan yürüyorum. Hatta bir köprünün önünden geçtim, üstünde bir sistem kurmuşlar tango müziği çalıyor, giyinik giyinik insanlar dans ediyor falan. Lan dedim hayat ne güzel. Çöp kutusu gördüm. Yeni aldığım sigara paketini cebimden çıkardım. Ama neden bilinmez , telefonum hala tek elimdeyken pakedi açıp jelatinini çöpe atmaya çalışırken telefon zink diye düşmesin mi. Evet düştü. Cami paramparça. ama neys ki koruyucu cam takmışım da, paramparça olan o oldu. Bütün şunlar üç gün içinde olup bitti. Sonra, eve toplanırken düşündüm, bu hayat son yıllarda hep böyle. Bir terslik oldum zincirleme kaza gibi devamı geliyor, bir durmuyor. Şaka Maka bir iki yılın tam bu tempoda geçti gitti. Çok acayip geliyor bu akış ya. | ||
|