06 Temmuz 2022, Çarşamba
saat: 04:05


ben mesela tişörtüme bir damla su sıçrasa “ya kurumazsa” diye onu hemen kirliye atarım ve yeni bir tişört giyerim. oysa birisi denize düşse çıksa falan, o kadar da ıslak olmadığına yemin edebilirim. kendime olan inancım hayatım boyunca genelde bu seviyelerdeydi ve bundan pek bir şey kaybetmedim diyebilirim. kendi durumumu da öyle bir içselleştirmişim ki, ben olmayan herkesin her şeyi harika yapacağına inanıyorum ve öyle olmaması (?) beni derinden sarsıyor. bugün gözde bana anahtarı getirmek için gelip anahtarı yanında getirmeyi unuttuğında küçük bi sahne yarattım. gözde neyin var gözde iyi misin gözde senin için ne yapabilirim gözde. gözde anahtarı evde unutmuş ve 38 derece sıcaklıkta anahtar getirmek için yirmi kilometre yol gelmişti. ben bu sadece benim yapabileceğim bi salaklık olduğu için bu durumu kıskanmıştım ve gözdeyi bi daha rol çalmaması için yeterince darladığıma emin olmaya çalışıyordum. sonra anahtarı almak için birlikte çıktık ve gidip birkaç bira içtik. birkaç bira sonra ben eve döndüm ve anahtarı almayı unuttum çünkü birkaç bira içmiştim. saçlarım sigara kokuyor olabilir (kokmuyordu) diye duş aldıktan hemen sonra fark ettim unuttuğumu ve içten içe sevindim sanıyorum. bugün gözde ve ben anahtarı olması gerektiği yere ulaştırabilmek için toplam seksen kilometre yol gittik. neyse ki eşit saçmalıktayız ve ne yazık ki anahtar hala bende değil. ve artık anahtar bende olamaz çünkü böyle bir vakit kalmadı. zaten olsaydı da kedilere çok iyi bakamazdım belki (bakardım). bi de demişler ki geç olsun güç olmasın, geçlikten güç şey mi kaldı. mika ve irmik, umarım komşuyu seversiniz çünkü size o bakacak, bence sevimsiz bir çocuk ama ben de zaten pek matah değilim. (değilim).

istanbul
hosting