26 Ağustos 2022, Cuma
saat: 03:38


atölyeden çıkıp yürümek zorunda olduğum yolu hiç sevmiyorum. sokağı sevmiyorum, dayanılmaz yükseklikteki korkunç müzikleri sevmiyorum, sağımdan ve solumdan geçen insanları sevmiyorum, kötü ve adına ne diyeceğimi bilemediğim bar mı gece kulübü mü yerlerin önünde bekleyip içeri girmen için sana baskı yapan çıplak bilekli çocukları sevmiyorum, bir de şey diyorlar “beğenmezsen çıkarsın” - önce bi anlam yüklememiştim de, ard arda duyunca bana beğenmezsem çıkma özgürlüğü tanımaya cüret etmesi ne kadar ilginç - köşeye gelip sola dönerken gecenin 11inde suratıma çarpan kebap kokusunu sevmiyorum, ışıkları sevmiyorum her yer çok beyaz, herkes tüm dünyaya sesini mi duyurmaya çalışıyor ve sadece aynı caddede yürümek dışında hiçbi ortak noktamız yokken neden her birinizi duyabilmeme olanak sağlayacak kadar bağırarak konuşuyorsunuz - sevmiyorum, hepsi benzer dandiklikteki hiçbi ihtiyacı karşılamayacak şeyler satan dükkanları sevmiyorum, yürüyorum önlerinden, keşke bu iki görme engelli insan hiç yetenekleri olmadığı halde burada dikilerek şarkı söylemeye çalışmasa, bu çocuklar niye kovalara vurarak ritim tutmaya çalışıyor, bankamatiğin tuşları bu kadar pis olmak zorunda mı, bikaç adım daha atınca bitecek, çevirmeci polisleri göreceğim, oralar sessiz, bikaç gün geçince o da bitecek, eylül gelecek, bunca insan nereye gidiyor kışları?
eylülü seviyorum.

istanbul
hosting