12 Kasım 2022, Cuma
saat: 02:42


O kadar aptal değilmişim de bunun bir şeyi değiştirmediğini hepimiz biliyoruz.

11 gün sonra tekrar yurt dışına çıkıyorum kısmetse. Beni ziyaret etmek isteyen dostlara ayıp olacak ama gerçekten yalnız olmaya ve reflechir yapmaya ihtiyacım var. Konferansta da kendimi kendime kannıtlama ihtiyacım var.

Hafta sonu tenise yazılmam, saçımı boyatmam, arabayı servise vermem, yurt dışı otel ve ulaşımın geri kalan kısmını ayarlamam, Şubattaki kayak tatilini bağıtlamam lazım.

Stromae'nin yeni albümü muhteşem olmuş. Martta atlayıp konserine gitmeliyim mesela. Max üst-orta sınıf kalacaksak why iki kuruşun hesabını yap?

Stromae'nin söyleşilerini dinliyordum. Bunca yıl aradan sonra nasıl geri döndünüz sorusuna, artık diğer sanatçıları kıskanıp onlara bok atmaya başlamıştım diye cevap verdi. I feel you, Stromae.

Belimi zedeledim yine. Bence belini zedelemek zorunda olmayan bir insan olmalıyım. Ve seneler incroyable bir hızla geçerken, bir daha bugünkü kadar genç olamayacakken, gayri kabili rücu yollardan dönmek gerekir.

İstanbul aktarmalı Viyetnam (?) yolcusu Flaman kardeşim. Çok uzun zamandır kimse bana kendimi bu kadar güzel hissettirmemişti. Daha doğrusu hissettiriyorlar, gün aşırı hissettiriyorlar. Ama bakanın bakma saiki, dış görünüşü ve nezaketi... Sen gel yanıma geç diye heyecanla bana bakarken, olur da konuşursak diye dehşetle yerime oturdum. Senin tam önüne. Niye Türk olduğuma şaşırdın? Sen de mi hepimizi Botanique hıyarlarından sanıyorsun? İlk defa uçaktaki iğrenç insanların sesini bloke etme sistemim olan kulaklıklarımı takmadım. Yanındaki bebeye mijn vrouwe diye haykırırken tabi ki seni anladım. Aynı trende miydik? En son çok anlamlı gülümseştik. Sonsuza dek 15 yaşında bir kız çocuğu olacağımı anladım. Sana hayat bile yazdım, sadece bir isim bulamadım. Bence UN'de çalışıyorsun. Hafif beyazlamış saçlarından hareketle 1985+ olmalısın. Ama senin ruhun benden bile genç, 12 yaşında. Üstelik benden yaşlısın.

Eskiden küçük şeylere büyük anlamlar yüklerdim. Ne zaman ki daha materyalist ve mantıklı bir insan oldum; bir takım şeylere inancımı yitirdim; o günden beridir çabalamadan hiçbir şey elde edemiyorum. Hiçbir şey kucağıma düşmüyor.

Renan Luce'ün Nantes şarkısı meşhur bir şarkı değil. 2012 çıkışlı filan olması lazım. O nedenle o İtalyan restoranında tam yalnız başına reflechir yapacakken çalmış olması bir şeyler ifade ediyordu.

Ama yollar tıkanıyor. Yine eşiklerde duruyorum.

Rüyamda babaannemi gördüm. Not almaya kalkamayacak kadar iğrenç bir insanım. Ya da uyuyamadığım için artık kalkamıyorum. Geçen sabah 5'e kadar oturdum. Sabah 9'da temizlikçi kadın geldi, duruşma da vardı. Geç kaldım zannederek hızla kalktım ve düştüm, avucumu ve dizimi ciddi yaraladım. Üzerine 5 dakika bile geçmeden tansiyonum düştü ve küçük tuvalette bayıldım. Diğer taraftaki avcumu ve dizimi de yaralamış oldum. Sağ elmacık kemiğimi de çarpmışım. Anladım ki kendime hiç iyi bakmıyorum.

Babaannem dedi ki, merak edecek hiçbir şey yok, her şey 1 sene içinde düzelecek. Sonunda biri timeline verdi. Öyle rahatladım ki, birinin geleceği söylemesi gerekiyordu.

T'inquiète pas, ça va aller
Faudra bien que ça change
Ça prendra quelques années
Vu que ça nous arrange


istanbul
hosting