22 Ekim 2023, Pazar
saat: 03:22
Tam da sandığım kadar yalnızım.cunku, bir şekilde insanların gelip gitmesi hoşuma gidiyor, ama kalmaları değil. Halbuki ben hep kalıcı iletisimlerin pesindeydim. Iletisimlerin hiç kalıcı olmuyor diye üzülüyordum falan. Ama galiba boylrsinden keyif alır hale geldim. Bazen tanıdıklarını görüyorum, geçiyor işte. Bilemiyorum, bugün şarkılara eşlik ederek eve yürüyecek kadar sarhoş olmadım, ama ıslıkla melodiyi takip edecek kadar mutluydum. Bir derdim şu hoyratligim. Ben ne zaman bu kendimi aşma moduna girsem, hem kendimi yiyorum hem de filtrelerin yok oluyor, kalp kırıyorum. Halbuki, yine de, söyleyebileceklerimin çok azının ağzımı terk etmesine izin veriyorum aslında. Buna bile kırılıyor insanlar. Bir salsam içimden geçenleri, açık açık konuşsam, dile getirsem dusuncelerimi, heralde insansizligin doruklarına çıkardım. :) Şimdi doğruyu söyle, hayat tam bir sınırsız gocart yarışı değil mi? Kazananın önemi yok, gelen geçen güle oynaya selam veriyor, kimi yerde yanından geçen arabayla biraz didisiyorsun, sonra kaybediyorsun falan. Tek bir sorum var, cevabını hızla almayı çok isterim bir yerlerde gizliyse, benim bu hayat biçiminde bana mutsuzluk veren ama bir türlü kurtulamadigim ufak kısım, benim kendimi mahkum ettiğim bir durum mu, yoksa herkes böyle mi? MFÖ herkes böyle diyor, mvö ise kendi kendime yaptığımı söylüyor. Ben açıkçası ikisine de pek güvenmiyorum. En iyisi gözden kaybolmak ama onu da o kadar iyi yapıyorum ki :) ben kendimi bu konuda iyi sanırdım hep, ama aslında son iki üç yılda gerçekten kaptım olayı. Bu dönem geçince, bir daha olmasın istiyorum. Bunu daha önce de istemiştim, ama döndüm dolaştım yine aynı döneme geldim. Bu sefer kurtulucam ama. Çünkü ben istemesem de degisiyorum, maalesef hayat on yıl önce olduğun gibi kalmama da çok müsade etmiyor. Işte bu kez, bu değişimi yok saymak yerine akıllıca yoneteyim ki, bir daha şu boktan dönemin bir tekrarı olmasın hayatımda. Aslında geçen sefer de çok kararliymisim ama yanlış yere calismistim. Geri kalan herşeyi yıkıp, paramparça edip, bir beni bu döneme sürükleyen şeylere hiç dokunmamışim. Erimiş ve katı peynirin tadı niye farklı? Ben niye peyniri bu kadar severken, bana dostluk gösteren insanları bile sevmez oldum? Bence benim insan sevmem lazım. Sadece yanından geçerken selam verdiklerinde değil, genel olarak. Bu içine düştüğü sevgisizlik kötü. Hatta, bu sevgisizlik aşırı materyalist. Ben materyalistin tam tersi idim hep. Böyle materyalist olursam, kendimi de sevemem ki. | ||
|