02 Aralık 2023, Cumartesi
saat: 15:56


Ergün diye bir adamdı yanımızdaki slot makinesine oturan. Belgrad'da 3-4 aydır yaşıyormuş, öncesinde karadağ'da ve moskova'da çalışmış. Garsondan bira istedi, ona vermediler. Ben bi tane istedim, hanım su istedi. Ergün döndü bana, 1senin hanım bira istese de ben su istesem sonra değiştirsek" dedi. Yok dedim reis benim hanımı karıştırma mevzuna. Meğer hakkı bitmiş. 2-3 tane makineye 1000 dinar attı, 3 makinede birden oynuyor. Neyse bi yandan sohbet muhabbet derken, başka casinolardan bahsediyoruz adama, teraziye caddesinde bi mekanda hiç kazanamadığımızı, meydandaki bir casinoda biraz kazandığımızı, buradan da oraya geçeceğimizi söylüyoruz ergün'e. "Ben de gelebilir miyim?" diyor, hanımla göz teması sonrası "olur hocam senin memleketindeyiz zaten" falan gibi bişi diyorum.

Sonra bi ara gözden kayboluyor, biz de kalkıp kapıya doğru giderken kapının girişindeki bi makineye 1000 dinar atıp onunla son şansını denediğini görüyoruz ve bize "tamam siz hava alın hemen geliyorum arkanızdayım" diyor. biz yavaş yavaş yürüyüp arkamıza da ince ince bakarken mekan gözden kayboluyor ve ergün'ü cloud teknolojisine benzer olan beynimin ücra köşelerinde bir yere kaydedip hayatıma devam edeceğimi düşünüyorum.

sonrasında geçtiğimiz meydandaki casinoda hanımın uykusu geliyor ve son gecemiz diye ben kalıyorum. Onu odaya bırakıyorum casinodan 1,5 dakika mesafede bir airbnb. Tabii hanım biraz güvercin tedirginliğinde ve aynı zamanda sitemkar. beni gece gelip uyandırma zaten 5 de uyancam, tamam o zaman kapıyı kitleyip anahtarı alayım diyorum ve evden çıkıp casinoya geçiyorum.

4:30 esnasında telefonuma baktığımda küfür kıyamet. nerdesin, benim üstüme kapıyı kitleyip merdiven altı kumarhanelerde sürtücek adam mısın sen? derhal dönünce boşanıyorum senden falan nidaları. Lan diyorum noluyo, ne bu aksiyon.

neyse geçiyorum odaya, inanılmaz agresif, şiddete meyilli bir hal. bende de tam zıttı bir genişlik hali. sakinleştirme ihtimalim olmadığı için çabam da yok. toparlıyorum bavulu falan, yaptığımda yanlışlık olmadığını falan anlatmaya çalışıyorum yarım ağızla çok didişmeden.

Aslında her şey gayet normal ilerlerken Ergün denen kumar bağımlısı alkolik adamı görünce, çocukluk travmaları tetiklenip ihaleyi bana bırakıyor. resmen belgrad dönüşümüz ağır bir çileye dönüştü. üstümde etkisi kaldı. asgari müşterekte kabullenmeye çalıştığım konulardan birisi olan bu kıskançlık/kontrol etme/yönetme durumunu hafifletmeye çalışıyorum ancak sanırım kendimi kandırıyorum. bir gün bu hikaye yine bu konudan sonlanacak ve ben buraya bir sonraki bu tarz bir patlamanın sonucunda çağlayan adliyesinde yaşananları anlatacağım bir günceyle geleceğim.

Ahh Ergün ahh, cloudda 50kb'lık bir yer kaplayacakken, bütün bir anıların üstüne oturdun.



saat: 15:56

Ergün diye bir adamdı yanımızdaki slot makinesine oturan. Belgrad'da 3-4 aydır yaşıyormuş, öncesinde karadağ'da ve moskova'da çalışmış. Garsondan bira istedi, ona vermediler. Ben bi tane istedim, hanım su istedi. Ergün döndü bana, 1senin hanım bira istese de ben su istesem sonra değiştirsek" dedi. Yok dedim reis benim hanımı karıştırma mevzuna. Meğer hakkı bitmiş. 2-3 tane makineye 1000 dinar attı, 3 makinede birden oynuyor. Neyse bi yandan sohbet muhabbet derken, başka casinolardan bahsediyoruz adama, teraziye caddesinde bi mekanda hiç kazanamadığımızı, meydandaki bir casinoda biraz kazandığımızı, buradan da oraya geçeceğimizi söylüyoruz ergün'e.

Sonra bi ara gözden kayboluyor, biz de kalkıp kapıya doğru giderken kapının girişindeki bi makineye 1000 dinar atıp onunla son şansını denediğini görüyoruz ve bize "tamam siz hava alın hemen geliyorum arkanızdayım" diyor. biz yavaş yavaş yürüyüp arkamıza da ince ince bakarken mekan gözden kayboluyor ve ergün'ü cloud teknolojisine benzer olan beynimin ücra köşelerinde bir yere kaydedip hayatıma devam edeceğimi düşünüyorum.

sonrasında geçtiğimiz meydandaki casinoda hanımın uykusu geliyor ve son gecemiz diye ben kalıyorum. Onu odaya bırakıyorum casinodan 1,5 dakika mesafede bir airbnb. Tabii hanım biraz güvercin tedirginliğinde ve aynı zamanda sitemkar. beni gece gelip uyandırma zaten 5 de uyancam, tamam o zaman kapıyı kitleyip anahtarı alayım diyorum ve evden çıkıp casinoya geçiyorum.

4:30 esnasında telefonuma baktığımda küfür kıyamet. nerdesin, benim üstüme kapıyı kitleyip merdiven altı kumarhanelerde sürtücek adam mısın sen? derhal dönünce boşanıyorum senden falan nidaları. Lan diyorum noluyo, ne bu aksiyon.

neyse geçiyorum odaya, inanılmaz agresif, şiddete meyilli bir hal. bende de tam zıttı bir genişlik hali. sakinleştirme ihtimalim olmadığı için çabam da yok. toparlıyorum bavulu falan, yaptığımda yanlışlık olmadığını falan anlatmaya çalışıyorum yarım ağızla çok didişmeden.

Aslında her şey gayet normal ilerlerken Ergün denen kumar bağımlısı alkolik adamı görünce, çocukluk travmaları tetiklenip ihaleyi bana bırakıyor. resmen belgrad dönüşümüz ağır bir çileye dönüştü. üstümde etkisi kaldı. asgari müşterekte kabullenmeye çalıştığım konulardan birisi olan bu kıskançlık/kontrol etme/yönetme durumunu hafifletmeye çalışıyorum ancak sanırım kendimi kandırıyorum. bir gün bu hikaye yine bu konudan sonlanacak ve ben buraya bir sonraki bu tarz bir patlamanın sonucunda çağlayan adliyesinde yaşananları anlatacağım bir günceyle geleceğim.

Ahh Ergün ahh, cloudda 50kb'lık bir yer kaplayacakken, bütün bir anıların üstüne oturdun.



istanbul
hosting