08 Şubat 2024, Perşembe
saat: 01:05
bir hevesle yazı yazmaya başladım geçende senelerden sonra, ama tabii ki iki sayfadan sonra takıldım. hikayelere başlayıp bitirememe sendromu insanın 20'lerine özgü bir şey değilmiş demek ki. acaba eski bilgisayarın hard drive'ını kurcalayıp milyon yıl önce yarım bıraktığım hikayelerden birini mi çıkarsam tekrar piyasaya? eskiden hayatım mı daha heyecanlıydı, yoksa ben mi daha yaratıcıydım bilmiyorum ama yaşlandıkça günden güne bir tekdüzelik çöküyor insanın üstüne. günlerin hepsi birbiriyle aynı. monotonluğu bozan tek şeyler de boktan haberler sanki. dayım vefat etmiş iki gün önce. yaşlı filan da değildi ama son birkaç aydır sağlığı çok kötüydü. yavaş yavaş hayatımızın arka planı, demirbaş saydığımız, hep burada olacaklarmış gibi görünen insanlar teker teker gidiyorlar. dünya hızla değişiyor. değişikliğin kendisi kötü bir kavram değil aslında, ama birçok konuda gelen gideni aratıyor. neyse, gene lüzumsuz yere depresyon kafasına girmenin bir anlamı yok. life goes on. gideyim yemek mi yapacağım, bilgisayar mı oynayacağım artık bir haltla meşgul olayım... | ||
|