04 Mart 2024, Pazartesi
saat: 16:46
2 Mart, 1995. Senden iyi olmasın Günceciğim, o zamanki defterime "!!! Bugün güllerin içindenin başını çalmayı öğrendim!!!" diye yazmışım. Hatırladığım kadarıyla, nothing else matters'ın da başını o sıralarda öğrenmiştim. Yani çok da üç ünlemlik bir durum yok. Bir şeyin başını öğrenip, gerisini getirmeyeceğimi henüz bilmiyordum. Şunun şurasında 14 yıllık bir ömrüm olmuştu ve hantal bir bedeninim, koca bir götüm, hiç bir memelerim, bıyıklı bir dudağım ama hiç bitmeyen bir kahkaham vardı. Güllerin içindenin başı da, nothing else mattersın başı gibi, insanları toplam 6 saniye etkileyebilecek bir kıvama sahipti. İnsanları etkilemek istememi anlıyorum. Bir keresinde, aynı yılın yazıydı galiba, ilk kez Zirai Donatımın kampına değil de, comfort zone'dan çıkarak, Datça'ya 3 yıldızlı bir otele gittiğimiz zamandı. Otelde çalışan ütücü kızlarla arkadaş olmuştum. Ütücü kızların, 40 derecede ütü yaparken katır kutur buz yediğine ilk kez şahit olduğum, ilk kez sahneye çıktığım (Çav Bella'yı söylemiştim), tarot bakarak ilk paramı kazandığım inanılmaz bir yıldı. O yıl, bazı hormonlarım ayaklanıyor ama evimizdeki anti sex ortamından da dolayı, karşı cinse hep abi çekiyordum. Yine de uzaktan beğendiğim bir çocuk-sanırım Turizm Otelcilikte okuyup staj yapan bir bell boy'du- arada havuzun önünden geçtiğinde ona kendimi belli etmek için, nenemin jarseden diktiği çan eteğimi çıkarıp, şezlonga atmıştım, ne şezlonga değimişti ne attığıma. Bel ipi mayomun içinde kalmıştı, kendim de savrulmuştum. Comfort Zone'dan seksi olmayan bir şekilde çıkan annem yüzüme gülüp, hiç de beceremezsin böyle şeyleri, salak demişti, ağzını yarı eğerek. Annem bana çok salak demezdi, böyle iğneleyici cümleleri ise ancak comfort zone'a hızla dönmek istiyorsa ederdi. Onsan sonra her kur hareketim, hep kafamda, salak sözüyle devam etti. Seks içinde de, içimdekileri susturabildiğim zamanlarda bile salak hep bir ön sevişme soundtracki olarak kaldı. Birkaç gün önce, ota geri dönmeye karar verdim. Ondan öncesinde kanalda sabahın körü bir kayaya oturup kusuşum var. Ve speed overdose'undan sağ bacağımın 6 gün çalışmayışı var. Ama bunu anlatmayacağım. Siparişi verdim telegramdan, adresi yazmadım. Bir yarım saat istedim kibarca çeteden. Verdiler. Bir durup düşündüm. Bir yıl olacak otu, kadim dostumu bırakalı. Tarot çektim. Şeytan çıktı. Bu istediğim işaret değildi. Bir yarım saat yürüyeyim, eğer hala istiyorsam, sikerler, kime ne, alırım dedm. Ay, daha önce yanlış verdiğim kararlardaki kadar büyük ve bulanıktı. Yirmi dakika yürüdüm. Her şey memleketim gibi yüzde ellibire kırkdokuzdu. Bağımlı olanlarda demokrasinin bir türlü gelişememesinin sebebi de bu yakınlıktır herhalde. Smyrna kuruyemişe girip iki kilo çekirdekle bir paket halley alıp ofise döndüm. Hemen çetenin telefonu telefonumdan sildim. Açıp loudermilk izledim. Bugün 18 gündür hiçbir şey yok kanımda. Bir çipi haketmedik mi. . | ||
|