14 Haziran 2024, Cuma
saat: 18:10


Dedemin vefatının üstünden yıllar geçse de kalbimde hala zaman zaman acıyan bir yerde duruyor. Öyle bir anda durup dururken çok zor. Yoğun bakımda yanına girdiğimde o vücudunun sarsılarak nefes almaya çalışmasını unutamıyorum. Onunla hiç durmadan konuştuğumda, dışarıdaki havadan, Çağdaş’la evlenmeye karar verişimizden bahsettiğimde, dışarıda onu beklediğimizi ve onu çok sevdiğimi söylediğimde gözünün kenarında biriken gözyaşını ve rahatça nefes almaya başlamasını unutamıyorum. Vefatının ardından cüzdanına bakmıştım ve şeffaf fotoğraf kısmında benim fotoğrafım vardı. Çok severdi dedem beni, ben de onu. Canım dedecim. Hala onu kaybedişimizin düşüncesi gözlerimi dolu dolu yapar, boğazım düğümlenir. Allah rahmet eylesin canım benim.

saat: 18:43

Günün kaç saati Arya’yı uyutmaya çalışmakla, onu beslemekle eğlemekle geçiyor bilmiyorum. Gece 4’te uyandı 1 buçuk saat kafam önüme düşe düşe uyutmaya çalıştım, uyumak üzereydi, gün doğuyordu, yatak odası daha karanlık diye düşündüm oraya geçtim, babasını görünce kalktı, içeri diye tutturdu. Deliye döndüm. Ben saatlerce uyutmaya çalışmışım, babası uyumuş, “babaaaağğğ” diye ağlamaz mı? İnsan içerliyor vallahi. Hesapladım. 25 aylık, 30 günden 750 gün yapıyor. Günde iki kere uyutmadan 1500 adet uyutma yapıyor, ki küçük bebekken günde kaç kere uyuyordu sayısını unuttum. Hadi az ekleyeyim. 1700 kere uyutmuşumdur kızımı. Babası 2 kere uyuttu, şaka değil. Baba diye ağlamak ne ya. Ben napıyorum sana. Alla allaaaa. Öğle uykusunu da uyumadı, bari o ara biraz kendimle baş başa kalabiliyordum. Valla öyle bunaldım ki, çığlık atsam rahatlıcam gibi. Hatta biraz höykürerek ağlamış olabilirim. Sürekli duty calls. Ben ne yapardım eskiden, ne yapmaktan hoşlanırdım ya. RIP eski Ceyda. Sanki boğazımı sıkıyorlar öyle bir his. Zaman zaman ikinci çocuk konusunda gaza gelsem de (Arya’nın kardeşinin olmasını çok isterdim, kardeş sahibi olmak “bu hayatta sırtın yere gelmez” gibi bir şey, canım kardeşlerim) yok ben yapamıcam ya. Sezaryeni de bir daha yaşamak istemiyorum, her bunalımı da yeni baştan yaşamak istemiyorum. Aşığım ona, teri bile nasıl çiçek gibi kokuyor ya öpmeye koklamaya doyamıyorum. Her gün büyümesini izlemek şahane bir şey. Ama çok çok bunaldım.

istanbul
hosting