07 Ağustos 2024, Çarşamba
saat: 21:47
2 yıldır Knutsford'da yaşama şansını elde etmiş biri olarak yazıyorum. Bu ülkeye ilk geldiğimde nasıl bir hayatın beni beklediğinden habersizdim. Cennetten bir köşe olan Knutsford'da yaşamak, hayal ötesi bir şey olsa gerek. Doğanın tüm güzelliklerini barındıran küçük bir kasaba, hayır, hayır, büyük bir ev. Büyük bir ailenin içinde yaşadığı bir ev gibi; sıcak, samimi ve içten.
Tatton Park ve geyiklerini ilk gördüğümde yaşadığım heyecan ve sevinci bugünkü gibi hatırlıyorum. Her gün onları görme ihtimaliyle Tatton yürüyüşleri yapmak bir harikaydı. Hele ki kestane mevsimi topladığımız kestaneleri her akşam yiyip aldığımız kiloları hiç söylemiyorum bile. Komşumuz piyanist Adrian Lord'un müzik sesi gelsin diye dış kapımızı açık tutuyorduk. Canlı müzik keyfi yaşıyorduk. Bahçemizin elmalarını paylaşmadığımız arkadaşımız kalmadı. Peki, Moor Park'ın o müthiş ıhlamur ağaçları, gölü, parktaki çocukların şen sesleri eşliğinde ördekleri beslemek? Her gün yürüyüşe çıkan köpeklerin tatlılığı ile keyiflenmek çok güzeldi. Şanslıysak, bir iki tanesi oynamak için üzerimize atlayıp kendini sevdiriyordu. Peki, yardımsever insanlarına ne demeli? The Welcome'da her Perşembe İngilizce kursumuzda tanıştığımız o eşsiz gönüllü öğretmenlerimi ne kadar anlatsam bitiremem. Bana sadece İngiltere'yi ve İngilizceyi öğretmediler, insanlığın en zirve noktasını da gösterdiler ve eşsiz güzel zamanlar yaşattılar ve yaşatmaya devam ediyorlar. Tabii, The Welcome çalışanlarını asla unutmamak gerek. Orada geçirdiğim her dakika benim için çok kıymetli ve çok geliştiriciydi. Hepsine ne kadar teşekkür etsem azdır.
Knutsford deyince sadece bir kasaba gelmesin aklınıza, dolu dolu yaşamak gelsin, insanca, barışçıl bir şekilde yaşamanın en güzel örneği gelsin aklınıza. Ben bir yabancı olarak dolaştığım sokaklarında hiçbir kötü bakışa bile rastlamadım. Hepsi beni sonsuz sevgi ile kucakladılar. Bana sevmeyi, sevilmeyi öğrettiler. Yardımlaşmayı, arkadaşlığı öğrettiler. Verdikçe çoğalmanın ne demek olduğuna şahit ettiler. Böyle bir yerin varlığını hayal bile edemezken içinde yaşama şansını elde etmiş olmam benim için büyük bir onur demek. Kızlarımı böyle bir atmosfer içinde yetiştirmenin mutluluğunu her daim yaşıyorum.
Knutsford, müze sokakları, şahane May Day günü, marketleri, festivalleri, fuarları, kafeleri ve okulları ile insanı içine alan ve keyifli günler geçiren harika bir kasaba. Burada tanıştığım bütün arkadaşlarımı çok sevdim. Bana çok şey öğretti. Belki ayrılmak durumunda kalırsam bu sadece fiziksel olur. Fikren ve ruhen ben hep burada olacağım. Çünkü bu cennet kasabaya giren artık çıkmak istemez. Dünyada böyle barışçıl ve sevgi dolu bir diyarın olduğunu bana gösterdiğiniz ve yaşattığınız için çok teşekkürler.
