26 Ağustos 2025, Salı
![]() saat: 12:48
![]() Yaz bitti. O cıvıltılı günlerin, geç saatlere dek süren sohbetlerin, güneşin tenimize bıraktığı sıcaklığın yerini bir sessizlik aldı. Pencereden gelen rüzgâr artık serin, hatta hafifçe üşütüyor insanı. Gökyüzü daha solgun, akşamlar daha erken. Her şey yavaş yavaş içine kapanıyor; sanki doğa da bizden önce anlamış yazın gidişini. Oysa daha dün gibiydi, sabah güneşiyle uyanıp denize koştuğumuz günler. Şimdi o sahiller sessiz. Ayak izlerimiz silindi kumdan, kahkahalarımız rüzgârla dağıldı. Kaldı geriye yalnızca anılar. Ve insan anılarına sarıldıkça daha da üşüyor. Yaz sadece bir mevsim değilmiş meğer. Bir hismiş, bir kaçış, belki de geçici bir unutuş. Şimdi her şey geri geliyor: bekleyişler, eksiklikler, bitmeyen sorular… Güneşin altında unutulan hüzün, sonbaharın serin rüzgarında yeniden yüzümüze çarpıyor. Bazen bir mevsimin bitişi, bir devrin kapanışı gibi gelir insana. Bir şeyin geri dönmeyecek oluşunu kabullenmek zordur. Yaz da öyle bitti işte. Geri gelmeyecek bir şeymiş gibi, aceleyle, fark ettirmeden, sessizce gitti. Ve biz, geriye bakıp duruyoruz. Belki bir gün, tekrar o sıcaklığa kavuşuruz umuduyla... | ||
|