28 Ağustos 2025, Perşembe
saat: 10:08


insan, çoğu zaman kendi içine dönmekten korkar. Dış dünyanın karmaşası, gürültüsü, sonsuz uyaranları arasında kaybolmak, iç sessizliğin huzursuzluğundan daha kolaydır. Ama bir yerde, tüm bu gürültünün ortasında, bir şey eksiktir. Bu eksik olan, çoğu zaman kişinin kendisidir.

Karamsallık, çoğunlukla bu kaybolmuşluğun ilk belirtisidir. Umut perdeleri aralandığında, geride kalan boşluk kendini gösterir. İnsan, neden yaşadığını, neye inandığını, kim olduğunu sorgulamaya başlar. Bu sorgu, iç karartıcı gibi görünse de aslında hakikate açılan kapının anahtarıdır.

Özne olmak, sadece “ben varım” demek değildir. Kendini tanımak, düşüncelerinin ve hislerinin kökenini anlamak, seçimlerinin farkına varmaktır. Karamsallık ise bu sürecin bir durak noktasıdır; insanı rahatsız eden, uyandıran, silkelenmeye zorlayan bir iç krizdir.

Bu yüzden karamsarlık, sadece karanlık değildir. Doğru okunduğunda, içsel bir uyanışın habercisidir. İnsan, bu gri atmosferin içinde kendi özüne yaklaşır, sahici sorularla yüzleşir. Ve belki de ilk kez, başkalarının değil, kendi sesini duyar.

İşte o an, insan öznesine bir adım daha yaklaşır.

istanbul